Geleceğin Meselesi; Uyumak ya da Uyamamak?

8 Kasım 2016

Günümüzde uyku sorunlarının büyük bölümünün teknoloji kaynaklı olduğu söylenebilir. Etrafımızdaki elektronik aletlerden yaydıkları manyetik alana uykumuza olumsuz etkileri saymakla bitmez. Madem bu sorunun kaynağı teknoloji, neden çözümü de teknoloji olmasın diye düşünmek de mümkün.

Acaba insanlık gelecekte uykunun optimize edildiği bir teknolojiden yararlanabilecek mi? Fütürist Fizikçi Ian Peterson’a göre daha az uyuyup daha dinç uyanmak için teknolojilerle donatılan yatak odaları devrim yaratacak. Gelecekte insanlar akıllı pijamalar, yatak örtüleri ve nevresimler, beyin-beden verilerini özellikle basınç, ışık ve ısıya tepkilerimizi ölçen sensörlü yataklar sayesinde kişiselleştirilmiş bir uyku deneyimi yaşayacak.

Bahsettiklerimiz fazla uçuk kaçık geldiyse, akıllı telefon uygulamalarını ve akıllı konutları düşünün. Ayrıca bu devrimi müjdeleyen uyku ürünleri şimdiden piyasada ve vücut ısısını dengeleyici özellikleriyle atağa geçmiş durumda. 2023 yılında neredeyse günlük hayatımızın her köşesine girmiş olacak 1 trilyon kadar hiper-bağlantılı sensör, bedenimizden aldığı verilere göre ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere gerekli ayarlamayı yapıyor olacak.

Uzak değil tahmininizden çok yakın bir gelecekten söz ediyoruz.

Fütürist yazar Jack Uldrich ve Da Vinci Enstitüsünden Thomas Frey’e göre uykunun geleceği yapay zeka ile çalışan bilgisayarlar ve geniş veri bankalarına bağlı. Aşağıdaki senaryolar, yakın gelecekte uykunun nasıl değişebileceğine dair yeterince fikir veriyor.

2020 – 2029

Akıllı konut teknolojileri ve giyilebilir teknolojinin patlamasıyla uyku dostu sistemler dünya çapında ev ve otel yatak odalarında geniş kitlelerle buluşacak. Toplanan veriler ve genetik alanındaki gelişmeler sayesinde uykudan maksimum yararlanmamızı sağlayacak bilgilere erişmiş olacağız.

2030 – 2039

Meşhur fenomen Tekillik ( singularity) devreye girecek. İnsan evrimini hızlandırmak ve uykuyu kandırmak için yapay zeka, teknoloji, biyoloji ve nöroloji alanlarında artan bilgimizden yararlanacağız. 

2040 – 2049

Bu dönem, 2030’ların hatalarının düzeltilmesiyle geçecek. Kan beyin bariyerini aşabilen ilaçlar ve medikal aygıtlar sayesinde uyku hayal edemeyeceğimiz bir boyuta taşınacak. Eğitimi ilerletmek için uykudan nasıl yararlanabileceğine odaklanılacak. İhtiyacımız olduğu kadar dinlenmemizi sağlayan uyku sürecini daha üretken hale nasıl getirebileceğimize yönelik yöntemler geliştirilecek. Ortalama yaşam süresinin artması, iş yerlerinde otomasyonla birlikte yapay zekanın yaygınlaşması sayesinde uyku süresinin arttığı yeni bir döneme girilecek.

2050 ve ötesi

Bu noktada her şey mümkün. Transhümanist varoluşun ilk on yılı nasıl olur hiç belli değil. Tekillik, gelecekte yapay zeka, biyoteknoloji ve diğer teknolojik gelişmelerin hızla ilerlemesiyle insanlığın mevcut bilgi ve deneyim sınırlarını aşarak, beklenmedik ve öngörülemeyen bir döneme geçiş yapabileceği kritik bir noktayı temsil eder. Tekillik ardından ne gelecek bilmiyoruz ama Frey’e göre insanı insan yapan nedir ne değildir sorusunun başı çektiği bir dönem olabilir. Örneğin; genetik mühendisler dört kollu insan yaratabilir.

Peki ya rüyalarımız? Gelecekte onlara ne olacak?

Peki ya rüyalarımız? Gelecekte onlara ne olacak? Belki de aldığımız beyin ilaçlarıyla sanal gerçeklik hayranlarının bile hayallerinin ötesine geçecekler. Halihazırda bilim insanları beyin tarama teknolojileri sayesinde bulanık da olsa rüya görüntülerine ulaşabildiğine göre teknolojiyi uyku deneyimini farklılaştırmak üzere nasıl kullanabileceğimiz meselesi önem kazanacak.

Uyku pek çok açıdan bilgisayar sisteminin yeniden yüklenmesine benziyor ama  8 saat sürüyor. Bunu gelecekte daha hızlı, daha çabuk ve daha sık yapmamız mümkün olabilir. Gelecekte düzenli alınan haplar sayesinde insan beyni uyku döngüsü içinde hızlandırılmaya başlanabilir. Hatta insan genetiği daha az uykuya ihtiyaç duyacak şekilde değiştirilebilir. Günümüzde uykusuzluğun olumsuz etkilerini bir süreliğine gideren haplar üretilmeye başlandı bile. Beyin stimülasyonu ve transkraniyal implantlar üzerine AR-GE çalışmaları sürüyor. Deney sonuçlarına bakılırsa, bu küçük şokun üretkenlik ve dinlenme açısından etkisi birkaç saatlik bir öğlen uykusuna denk.  Akıllı telefonunuza bir dokunuşunuzla birkaç dakikalığına transa geçtikten sonra dinçleşmek mümkün olabilecek. Her şeye karşın, gelecekte de dünya nüfusunun çoğunluğu yine bildiğimiz şekilde uyumaya devam edecek. Hatta son teknolojilerle geliştirilen ürünlerle daha bile iyi uyuyacak. Fakat cebi kabarık olan ve cesaret edebilen çok az sayıda insan uyku optimizasyonunu deneyecek. Bu deneyim sonunda daha üretken, enerjik ve yaratıcı olabilecekler. Bu da hiç kuşkusuz, onlara hayatta rekabet avantajı olarak geri dönecek.

uyku teknolojisi

Sonuçta gelecekte uyku, “kişiye özel optimizasyon”a dönüşecek. Yani kişinin metabolizması ve beyin fonksiyonlarına göre uykusu ayarlanacak. Belki de bu yeni uyku, duygusal ve fiziksel yaraların iyileştirilmesinde kullanılacak. Hatta insanların uyku sırasında öğrendikleri derslerle diploma almaları veya yeni bir dil öğrenmeleri mümkün olabilecek.

 

Kaynak: https://eachnight.com/sleep/how-much-sleep-do-i-need/

Yorum Yok

Yorum Gönder